Yoga ve meditasyon pratikleri zamanla modern toplumda çok fazla popüler hale gelmiş kadim öğretiler. Modern toplumun koşturmacası içerisinde kişinin kendisiyle kaliteli zaman geçirmeye fırsat bulamaması bu iki kadim öğretiyi bu dönemin ilacı haline getiriyor adeta. Kişinin bedensel, ruhsal ve zihinsel bütünlüğüne, sağlığına, huzur ve mutluluğuna bakması ve kendi içinde ne olup bittiğinin farkına varması için geniş bir alan oluşturan disiplinler bunlar.
Yin Yoga, çeşitli yoga teknikleri arasında en meditatif olanı. Bedenimizi esnetir ve rahatlatırken ona aynı zamanda kulak vermek için bir mola. Bedenimizin farkındalığı ve rahatlamasıyla meditasyona geçmemiz ve zihnimizi rahatlatmamız da çok daha kolay hale gelir.
Yin Yoga duruşlarıyla çalışmak Çin Tıbbı’nda yer alan akupunktur yaklaşımıyla neredeyse aynı. Akupunktur için yerleştirilen iğnelerin deri üzerinde uzun süre kalarak bedene etki edişi gibi, yin yoga’daki duruşlar da belli bir süre tutulmalıdır. Duruşlarda geçirilen bu uzun sürenin bir sebebi de chi adı verilen yaşam enerjisi akış hızının oldukça yavaş olmasıdır.
Genç yaşlarından itibaren Hint yoga sisteminin meditasyon pratiklerinin yanı sıra Şinto dininin ağırbaşlı pratiklerini de uygulayan bir Şinto rahibi ve çift doktoralı bir bilim adamı olan Dr. Hiroshi Motoyama son 40 yıldır bedende bulunan enerji kanalları sisteminin varlığını belgelemiş bir araştırmacı. Bu bilgilere göre ders kitaplarında bağ dokusu diye öğrendiğimiz şey aslında bedendeki her doku, hücre ve organa can veren enerjiyi ileten canlı bir matris, fasya dokusu.
Stresin bedende görülen en önemli yönlerinden biri şüphesiz kasların kasılması. Bizi algılanan bir tehditten uzaklaştırmak için beden doğal olarak bu kontraksiyonlara giriyor. Ancak, bunun aşırılığı kronik hastalığa yol açabilen ciddi bir sağlık riski oluşturuyor. Bedende artan gerginlikler kaslarda spazm yaratabiliyor, kan/oksijen eksikliğine, ağrılarda artışlara neden olabiliyor.
Kronik kas kasılması bir kez bedene yerleştiğinde, bir ağrı döngüsü başlatıyor, kasların sağlığını azaltıyor.
Stres serotonin, kortizol, endorfin, norepinefrin ve dopamin gibi biyokimyasalları içeriyor. Gereğinden fazla kortizol salgısı ise enflamatuar ve otoimmün hastalıklara neden olabiliyor.
Vücudumuzun bağ dokusunun bütünü olan fasya bireysel kas gruplarını, organları ve tüm vücudu bir birim olarak desteklemeye ve korumaya yardımcı olan bir çerçeve oluşturuyor. Bunu organlarımızı ve kaslarımızı çevreleyen koruyucu bir bariyer olarak düşünebiliriz.
Fasya kalitesi bozulduğunda bu kan akışının zayıf olmasına, zayıf sinir uyarılarına, sınırlı esnekliğe, sınırlı hareket açıklığına ve bunlarla gelecek olan başka fiziksel rahatsızlıklara neden olabilir.
Sağlıklı bir fasya dolaşım sisteminizin akışını kolaylaştırır. Hücrelere oksijen ve besin aktarımını destekler.
Stres düzeyimizin bedenimizdeki ve sinir sistemimizdeki yansımalarını düzenli yin yoga ve meditasyon derslerine katılarak dengeleyebiliriz.
Yin yoga ve meditasyon pratikleri, kişinin anda kalma ve dinginlik seviyesini, gözlem kapasitesini, beden ve zihin farkındalığını arttır. Beden ve zihindeki sürekli değişen duyumları yargısızca gözlemleyerek, gelip geçiciliklerini fark ettirir, olanı olduğu gibi kabul etmeyi öğretir. Bedensel, ruhsal ve zihinsel bütünlük hissini arttırır.